17 Ocak 2018 Çarşamba

Sanrılatıcı Maddeler üzerine çok keyifli bir TEDx Talks ve benim gerçek-dışı GERÇEK algım



Erritzoe'nin bahsettiği 60'lar
"Sanrılatıcı"... Önce bu zorlama kelimeyi açmam gerekiyor. Türkçe kelime kullanma özlemimden bu kelimeyi seçtim ama sanıyorum bu kelimeyi kullanmak isteyen kişiler genelde Türkçe okunuşuyla 'Saykadelik' yani Psychedelic kelimesini tercih ediyorlar. Yani sanrıya neden olan maddeler diye özetleyelim.

İzmir'deki kitap söyleşisindeki anlatımım sırasında "Seremoni sırasında görünen şeylere halüsinasyon diyemeyiz. Bunlara sanrı ve ya rüya diyebiliriz." demişim. Soru-cevap kısmında orta yaşlı, nazik bir hanım söz alıp, bu cümlemi bana hatırlatıp "Peki neden Halüsinasyon diyemeyiz?" diye sorunca, bir durdum. Hakikaten niye diyemeyiz? :)

Ön sıralarda oturan bir yakınımdan (Kemal'in yeğeni Defne) yüksek sesle Google'dan Halüsinasyonun tanımına bakmasını rica edip ben konuşmama devam ettim.


Çünkü halüsinasyon -benim bildiğim şekliyle- (gerçek) olmayan şeyleri görmektir. Ama Ayahuasca seremonisi sırasında gördükleriniz gerçektir. İşte bu yüzden halüsinasyon diyemezsiniz. Sadece gözümüzle gördüğümüz şeyleri gerçek algılama eğilimimiz var, bunu anlıyorum ama sırf gözlerinle görmüyorsun diye bir şeyin gerçekliğini sorgulayamayız. Ama genel eğilim şunu söyler: Görmediklerimiz, gerçek-dışı. Görenler, 'farklı'. Oysa sevgiyi de göremiyoruz. Nefreti de. Ama biliyoruz, hissediyoruz. Gerçekler. Hem de elinde tuttuğun telefonun ve ya oturduğun sandalye kadar.  Hem de öyle gerçekler ki kan basıncımızla bile oynayabiliyorlar. 

Ben bunları söylerken Defne'den tanım geldi: Herhangi bir şekilde duyu organına sinyal gönderen bir etken olmadığı halde öyle yaşanmış gibi anlık inanma halidir. 


Peki gerçek nedir? Sadece duyu organlarımızla algıladıklarımız mı? 



Daha fazla derinleşmeden, paylaşmak istediğim video'da özellikle beni etkilen kısımlarından bahsetmek istiyorum. Bunları bir not düşme olarak yazıyorum. Bakalım sen izlerken hangi sorularına cevap olacak; ya da  seni hangi yeni perspektiflere taşıyacak. 


- Haziran 2017 kayıtlı bir Tedx olamsı, güncel bilgiler olduğu anlamına geliyor. 

- Sanrılatıcılar: DMT, Psilocybin, Mesaline, LSD (bu konuyla daha önceden hiç ilgilenmediğimden bunları not alıyorum.) 
-Bunların 1960'larda aktif olarak bilimsel çerçevede kullanılmalarına rağmen, neden birden ortadan kalktıkları ve hatta yasal olarak yasaklandıkları...
-Sanrılatıcı maddeler ile uyuşturucu maddeler arasındaki temel farklar
-Sanrılatıcı maddeler, hiç bir fiziki zarara yol açmıyor. Kişinin fikirleri ve ruh hali olumlu yönde değişiyor. Bu değişim uzun süreli oluryor. Ve bu maddeler bağımlılık yapmıyor. 
-Uyuşturucu maddeler ise beyinde kalıcı zararlara yol açıyor. Deneyimler kısa ve geçici nitelikte. Ve en önemlisi bağımlılık yapıyorlar.
-Araştırmaları içinde çıkarttıkları beynin Matematiksel Modelinde gösterdikleri, sanrılatıcı madde kullanımı öncesi ve sonrası grafik hakikaten büyüleyici. Göreceğin zenginlik, farklı ağlarda iletişimsel zenginliğin görsel/matematiksel ifadesi... Ve bu da (çocuklarda da olan) daha serbest ve esnek düşünme yapısını beraberinde getiriyor. 
-John Hopkins Hastanesi'nde depresyon odaklı yaptıkları klinik deney ve sonuçlarını da çok esprili bir dille anlatıyor.

İyi seyirler,


Psychedelics: Exploring the Brain | David Erritzøe | TEDxAarhus




Published on Jun 6, 2017

In his talk, David introduces us to psychedelics and his research on how they might be a key to solve the problems with mental illness. David Erritzoe is a medical doctor and clinical psychiatrist. In the years after finishing medical school at Copenhagen University in 2001, he trained under Professor Marc Laruelle at Columbia University in New York City, and later under Professor Gitte Moos Knudsen in the Center for Integrated Molecular Brain Imaging (CIMBI) in Copenhagen. The subject was molecular and functional brain imaging. In 2009 he completed his PhD on serotonergic neurotransmission and subsequently moved to Imperial College London to conduct post-doc addiction research under the mentorship of Professors Anne Lingford-Hughes and David Nutt. At Imperial, David has been involved in psychopharmacological and brain imaging research, mainly investigating dopaminergic and opioid neurotransmission in addiction. In addition to that, he is part of a research programme together with Professor Nutt and Dr Carhart-Harris conducting research in neurobiology and the treatment potential of MDMA and classic psychedelics.

Hiç yorum yok: